İsveç’in NATO üyeliği sona mı yaklaşıyor?
Türkiye, daha önce Vilnius’ta vaat ettiği süreci, İsveç’in NATO Katılım Protokolü’nün TBMM’ye ve ardından Dışişleri Komisyonu’na havale edilmesiyle başlatmış olsa da, uzmanlara ve diplomatik lobilere göre, Türkiye’nin onayı, atılacak adımlarla eş zamanlı olarak birkaç adım atacak. ABD tarafından alınacak. Bir ay içerisinde tamamlanabilir.
İsveç’in NATO Katılım Protokolü, TBMM’nin açılması beklendikten sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak 23 Ekim’de TBMM’ye gönderildi. Protokol, TBMM Başkanı tarafından ilgili kurula yani Dışişleri Komisyonu’na gönderildi. 25 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Numan Kurtulmuş.
Aylardır onay sürecinin tamamlanmasını bekleyen İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, kararı memnuniyetle karşıladıklarını açıklayarak, “Bu konuyla ilgilenmek artık Parlamento’nun elinde. NATO üyesi.”
Süreç nasıl işleyecek?
Peki bundan sonra süreç nasıl işleyecek?
Artık protokolün öncelikle Dışişleri Komisyonu’nda görüşülmesi gerekiyor. Komisyonun tam olarak ne zaman toplanacağı açıklanmasa da Yönetim Kurulu Lideri Fuat Oktay, Bloomberg’e toplantının önümüzdeki hafta veya ondan sonraki hafta yapılabileceğini söyledi.
Oktay’ın toplantıya davetinin ardından iktidar ve muhalefet milletvekillerinin katılımıyla görüşülecek protokolün onaylanması kesin görünüyor. Çünkü Dışişleri Komisyonu’nda AKP ve MHP çoğunluğa sahip.
Komisyon tarafından kabul edilen protokol, diğer tüm mevzuat önerileri ve uluslararası anlaşmalarla birlikte Genel Kurul’a iletilir. Bir yasa tasarısının veya anlaşmanın Genel Konseyin gündemine alınmasına ilişkin standart bir zaman çizelgesi bulunmamaktadır.
Ancak DW Türkçe’nin röportaj yaptığı Ankara’daki uzmanlar ve diplomatik gözlemciler, İsveç’in TBMM’deki onay sürecinin en geç birkaç ay içinde tamamlanmasını bekliyor.
Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen de bu görüşü paylaşıyor ve onayın çok uzun olmayan bir sürede tamamlanabileceğini düşünüyor. Ülgen şöyle diyor:
“Cumhurbaşkanının bu protokolü imzalayıp Meclis’e göndermesi zaten başlı başına bir karar. Dolayısıyla çok geçmeden genel kurula gelip oylamaya sunulmasını beklememiz gerekiyor. Çünkü Cumhurbaşkanı gönderiyor.” Meclis’e sunulan bir analiz sonucu ortaya çıkan bir durumdur.”
Erdoğan’ın İsveç’in NATO Katılım Protokolü’nü imzalamasının ardından üye ülkelere mektup gönderen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İsveç’in üyeliği için Kasım ayına dikkat çekti.
ABD ile F-16 süreci nasıl ilerleyecek?
Onay konusunda çok önemli bir konu da ABD’nin F-16’larla ilgili atacağı adımdır.
Türkiye, 2021 yılında ABD’ye yaptığı başvuruyla, hava savunma açısından önemli olan 40 adet yeni F-16 ile mevcut F-16’lara yönelik 80’e yakın modernizasyon kiti talep ediyor.
German Marshall Fund Ankara Müdürü Özgür Ünlühisarcıklı, İsveç’in üyelik sorunuyla ilgili çok görünür olmasa da ABD ile diplomatik kanallardan temasların devam ettiğini, sürecin olumlu ilerlediğini, ABD Temsilciler Meclisi Lideri Bob Menendez’in görevinden ayrıldığını belirtti. Türkiye’ye satışına karşı olunması da bu gelişmelerden biri. Bölüm halinde okunabileceğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Gelilen nokta çok da şaşırtıcı değil. Çünkü F-16 meselesi ile İsveç’in NATO üyeliği meselesinin birbiriyle bağlantılı olduğu uzun zamandır biliniyordu. Bunu hem Ankara hem de Washington resmi olarak yalanlasa da biz biliyorduk ki Bu böyleydi. Karşılıklı güvensizlik sorunu nedeniyle ilk adımı kimin atacağı meselesiydi. Bir sorun vardı.”
Ünlühisarcıklı, Erdoğan’ın protokolü sunarak ilk adımı atmasını, süreçle ilgili diğer adımların da geleceğini ve F-16’larla ilgili olumlu gelişmelerin yaşanacağını bekliyor.
Ülgen, Vilnius’ta mutabakata varılan yol haritasına göre Erdoğan’ın protokolü Meclis’e göndermesinin ardından ABD Dışişleri Bakanlığı’nın F-16 konusunda Kongre’ye bilgi vermesi gerektiğini söyleyerek, bu yol haritasında zamanlamanın biraz kaymış olabileceğini ifade ederek, ama çalışıyor. Ülgen sürecin detaylarını şöyle aktarıyor:
“Bundan sonra dikkat edilmesi gereken ABD tarafının bildirimi ne zaman yapacağıdır. Ankara’nın tercihi bu bildirimin protokolün Genel Kurul gündemine gelmesinden sonra yapılması ve 15 günlük sessizlik olması yönünde. Tebligat yapıldıktan sonraki süre. Orada bir itiraz yoksa kabul ediliyor. Ama yine de o itiraz yapılıyor “Gelmeyeceğini resmen taahhüt ettikten sonra tebligatı yapıyorlar. Dolayısıyla itiraz muhtemelen gelmeyecek.”
Ülgen, protokolün komitede kabul edilmesinin ardından ABD’den gelecek bu bildirimin Genel Konsey gündemine alınmasının beklenebileceğini belirtiyor.
İsveç ile Filistin arasında nasıl bir bağlantı var?
Peki İsveç protokolüne ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşanan süreç ile İsrail’e karşı giderek daha sert bir dil benimsenmesi arasında bir bağlantı var mı?
Erdoğan, TBMM’de AKP grubuna yaptığı konuşmada, savaşın başından bu yana İsrail’e yönelik en ağır eleştirilerini sıralayarak, “Hamas bir terör örgütü değil, topraklarını korumaya çalışan bir özgürlük ve mücahit grubudur” dedi. ve vatandaşlar.”
Ülgen’e göre Ankara’nın bu iki soruna yönelik tutumu bir nevi istikrar politikasıdır. İki bahis arasında dolaylı bir bağlantının gözlemlenebildiğini belirten Ülgen, bunu şöyle açıklıyor:
“Türkiye, Hamas ve Filistin konusunda NATO ülkelerinin çizgisinden uzaklaşırken, İttifakın genişlemesini engelleyen ülke olmak istemeyecektir. Bir nevi NATO ile denge politikasının unsuru olduğu söylenebilir. Batı. Bazı alanlarda ayrılma potansiyeli varken bazı alanlarda Batı’ya yakınlaşmayı tercih eden bir denge politikası.”
Bu arada hükümet, Filistin konusunda muhalefetteki Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nin yanı sıra son seçimlerde Cumhur İttifakı’na destek veren Hüda Par ve Yeniden Refah Partisi gibi partilerin tabanları nedeniyle baskısı altında.
Bugünkü grup toplantısında Erdoğan’ın geçmişte İsrail’e yönelik sözlerini hatırlatan bir görüntü de gösterildi.
Diplomatik çevrelerde Erdoğan’ın bugünkü sert açıklamalarıyla oldukça muhafazakar kesimlerin nabzını tutmaya çalıştığı düşünülüyor ve bu sözlerden sonra AKP’nin İsveç’i onaylamasının artık daha kolay olacağı yönünde yorumlar yapılıyor.
Ünlühisarcıklı, İsrail-Hamas savaşı konularında da İsveç’le şu temasları kuruyor:
“Erdoğan bir taşla birkaç kuş vurmayı seviyor. İsrail aleyhine sesler yükselirken bu protokolün Meclis’e gelmesi bence bir zamanlama taktiği. Yani Erdoğan Batı’dan eleştiri alacak bir adım atarken, Öte yandan bunu dengeleyecek bir adım daha attı.”
Bu arada, TBMM Genel Kurulu’nda yapılacak oylamada muhalefet partilerinin İsveç’in üyeliği için vereceği kabul oyları nedeniyle AKP ve MHP’nin Huda Par ve YRP’nin oylarına ihtiyacı kalmadı.
AKP, CHP, MHP ve DÜZGÜN Partisi, bir önceki yasama dönemi milletvekilleri 31 Mart’ta Genel Kurul’da Finlandiya’nın üyeliğine ilişkin protokolü oylarken “evet” oyu verirken, HDP ilk kez askeri anlaşmaya “hayır” oyu vermedi tarihinde. HDP’li milletvekilleri, Genel Kurul’daki oylama sırasında salonda bulunmalarına rağmen oylamaya katılmadı ve “hayır” ya da “çekimser” oyu kullanmadı.
Süreç içerisinde neler yaşandı?
Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesiyle birlikte İsveç ve Finlandiya, güvenlik kaygıları nedeniyle uzun yıllardır izledikleri temkinli politikayı bir kenara bırakarak NATO’ya üyelik başvurusunda bulundu.
Pek çok NATO ülkesi parlamentolarından gelen bu başvuruları hızla onaylarken, Türkiye ve Macaristan’ın nasıl bir tutum sergileyeceği önemliydi.
Türkiye’nin “terörizm” konusundaki kaygılarını öne çıkarması nedeniyle Haziran 2022’de İsveç ile Finlandiya arasında üçlü anlaşma imzalanmış ve bu anlaşmayla iki İskandinav ülkesi, Türkiye’nin “terörle mücadele” konusundaki taleplerini karşılamaya başlamıştı.
11-12 Temmuz 2022’de Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenen NATO zirvesinde İsveç’in ittifaka katılım protokolünü imzalayan Erdoğan, onayın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne iletileceğini taahhüt etti.
Bu süreçte Finlandiya konusunda daha ılımlı bir politika izleyen Ankara, bu ülkenin onay sürecini daha erken tamamlayarak İsveç’ten ayrı tuttu ve böylece Finlandiya, Nisan 2023’te ittifakın 31. üyesi oldu.
İsveç ise Türkiye’nin “Terörle Mücadele Kanunu” ve anayasasının bazı maddelerinde talep ettiği bazı değişiklikleri yaparak Ankara’ya yönelik silah ambargosunu kaldırdı ancak zaman zaman gerçekleştirilen “Kuran yakma eylemleri” sekteye uğradı süreç.
İki ülke güvenlik alanında da yeni bir iş birliği mekanizması kurma kararı alırken NATO, İsveç’in üyeliğini hızlandırmak ve Ankara’yı sevindirmek amacıyla ittifak içinde “Terörle Mücadele Özel Koordinatörü” atanacağını duyurdu.